işlevselcilik

    işlevselcilik zihin işlevleriyle veya organizmanın bulunduğu çevreye uyum sağlaması ile ilgilenir. işlevselciliğin ilgi alanı zihinsel süreçlerinin ne işe yaradığıdır. organizma çevresine uyum sağladığı oranda hayatını sürdürür. zihinsel süreçler uyum sağlama konusunda bize yardım eder.
    (29.05.2006 02:05)

pineal gland

    konum olarak gözlerin hizasında, beynin arka alt kısmındaki salgı bezidir.

    http://www.cayce.egympie.com.au/images/pinealcolors.gif
    (29.05.2006 02:01)

rene descartes

    modern felsefenin kurucusudur. özellikle zihin ve bedenin birbiri ile olan iliskisinden çok
    etkilenmistir. dualizmden bahseder ve dualizmi; zihnin ve bedenin yaratilisi olarak birbirinden ayri varliklar olarak kabul eder. descartes zihnin ve bedenin (bkz: pineal gland) sayesinde bu isi basardigini söyler. psisik süreçleri derinlemesine incelemistir.
    (29.05.2006 01:58)

sosyal darwinizm

    darwinizm, güçlü olanin hayatta kalmasi düsüncesidir. evrimin insan dogasina ve insan topluluklarina uygulanmasi sosyal darwinizmdi. en güçlü olanin hayatta kalmasi yoluyla, sadece en iyilerin yasayabilecegine iliskindir.
    (29.05.2006 01:55)

phi fenomeni

    ilk olarak wertheimer tarafindan tarif edilmistir. phi fenomeni; anlik görsel varanlarin hizli bir sekilde ardi ardina gelmesi sonucunda olusan, hareketin illüzyonudur. örn: sinema ve tvde gördügümüz görüntülerdir.
    (29.05.2006 01:54)

bandung konferansı

    18 - 24 nisan 1955 tarihlerinde endonezya' nın bandung kentinde toplanan ve bağlantısızlar hareketi' nin temellerinin atıldığı toplantıdır. endonezya, pakistan, hindistan, seylan (sri lanka) ve birmanya' nın düzenlediği
    toplantıya o zamanki dünya nüfusunun yarasından fazlasını oluşturan 20 asya ve afrika ülkesi katılmıştı. konferansı düzenleyen ülkeler, batılı devletlerin asya' ya ilişkin aldıkları kararlarda kendilerine danışılmamasından duydukları rahatsızlığı dile getirdiler. tartışmalar temel olarak sovyetler birliği' nin doğu avrupa ve orta asya' daki tutumunun batılı devletlerin sömürgeciliği ile eş biçimde eleştirilip eleştirilmemesinde yoğunlaştı. sonunda "tüm
    görünümleri ile sömürgeciliğin" mahkum edilmesi üzerinde uzlaşıldı. birleşmiş milletler bildirisi' ndeki ilkelerle hindistan başbakanı nehru' nun beş ilkesini kapsayan on maddelik bir " dünya barış ve işbirliğini geliştirme bildirisi" oybirliği ile kabul edildi.
    konferansa katılan türkiye' nin toplantılar boyunca izlediği batı yanlısı tutum, bağlantısızlık politikası izleyen diğer üçüncü dünya ülkeleri ile ilişkilerinin soğumasına neden oldu.
    (29.05.2006 01:48)

bernard lewis

    "modern türkiye' nin doğuşu" adlı kitabını okuyan insanları, türk olmayan birinin nasıl bu kadar iyi gözlem ve araştırma yaptığı konusunda şaşırtmış büyük yazardır. özellikle bu kitabında anadolu'nun türkleşmesiyle cumhuriyeti bağdaştırabilmiştir. 21. yüzyılda yaşayan tüm türk gençliğinin okuması gereken kitaplara imzasını atmıştır.
    (29.05.2006 01:09)

kalem

    24 ocak 1993' te uğur mumcu, 7 mart 1990' da çetin emeç ve 6 ekim 1990' da bahriye üçok' un kırılan düşünce silahlarının her birine verilen addır.
    (29.05.2006 00:08)

sigmund freud

    freud' a göre kişilik katmanları şunlardır:

    id kişiliğin en ilkel ve en az ulaşılabilir bölümüdür. id' in güçlü etkileri arasında cinsellik ve saldırganlık içgüdüleri gelir.
    id ile dış dünya arasında ego dengeyi sağlar. ego, id' in denetimsiz ve ısrarlı tutumlarının tersine, mantığı temsil eder. ego' da gerçeklik ilkesi hakimdir. ego aslında id' i engellemek için değil, onu en uygun biçimde doyuma ulaştırmak için çalışır.
    kişiliğin üçüncü parçası süperego' dur. süperego ilk çocukluk yıllarında, davranış kurallarının, ödüllerin ve cezaların sindirildiği bir sistem yoluyla ebeveyn tarafından öğretilmesi ile gelişir. freud süperego için, üst ben terimini kullanmıştır. süperego, ahlaki öğeler ve mükemmelliğe doğru bir çabanın savunuculuğunu temsil eder. davranışımızın doğruluğunu onaylayan içimizdeki ses gibidir, yani vicdandır.

    freud' da kolektif insan egosuna yönelik 3 büyük şok ise:

    1. dünya evrenin merkezinde değildir, güneş etrafında dönen pek çok gezegen vardır. (copernic)

    2. insanlar yaratılışları itibariyle ayrıcalıklarla donatılmış, kendine özgü, ayrı bir tür değildir. sadece hayatın daha düşük seviyelerinden gelişen yüksek düzeyli bir hayvan formu gösterirler. (charles darwin)

    3. biz hayatımızın rasyonel idarecileri değiliz, aksine farkında olmadığımız, bilinçaltı güçler tarafından kontrol ediliriz. (sigmund freud)

    freud' a göre insan, ego tatmini azamide tutmak için "savunma mekanizma" ları geliştirmiştir. bunlar:

    yalanlama, yön değiştirme, yansıtma, mantığa bürüme, karşıt tepki geliştirme, gerileme, bastırma, yüceltme

    (27.05.2006 17:46)

wilhelm wundt

    psikolojinin kurucusudur ve psikoloji tarihinde psikolog ünvanını hak eden ilk kişidir. araştırma konuları duyum, algı, dikkat, tepki, heyecan ve çağrışımdır. wundtcu psikolojinin ana konusu tek kelimeyle bilinçtir. onun sistemi, zihnin kendi kendisini düzenleyebilme yeteneği üzerinde yoğunlaşmasından ötürü iradecilik olarak anılmıştır.
    ilk deneysel psikolog olan wundt' un ilk laboratuarı 1879' da Leipzing üniversitesi' nde açması psikolojinin doğuşu kabul edilmiştir.
    wundt kendi iç bakışsal yöntemlerinden yola çıkarak üç boyutlu duygu teorisini geliştirdi.

    1) hoş olan ve olmayan
    2) gerilim ve rahatlama
    3) heyecan ve çöküntü

    wundtcu düşünce çağdaş psikolojide aktif bir konu durumunda değildir. bunun sebebi 1. ve 2. dünya savaşları arasında wundt' un eserlerinin ingilizce konuşulan bir dünyada kaybolup gitmesidir. ayrıca bu dönemde almanya' da gestalt psikolojisi ve avusturya' da psikanaliz wundt' un sistemine gölge düşürmüştür. birleşik devletlerde de işlevselcilik ve davranışçılık wundt' un etkisini yok etmiştir. wundt' un tüm yayınlarının bulunduğu laboratuar da, 2.dünya savaşı' nda 1943' de yıkılmış ve wundt' cu psikolojinin yapısı, içeriği, şekli, sonsuza dek kaybolmuştur.

    kaynak:çağdaş psikoloji kuramları
    (27.05.2006 17:37)

niccolo machiavelli

    niccolo machiavelli (makyavel), 1469-1527 tarihlerinde yaşamış rönesans ve hümanizm döneminin önemli düşünürlerinden biridir. araştırıcı bir gözle tarihi, çağını ve insanı incelemiş somut gerçekleri sistemleştirerek, yeni bir devlet felsefesi geliştirmiştir. insanı ele almış ve bütün tutku ve zaaflarını incelemiş, dahası insanları yönetmek için bu zaafların nasıl kullanılacağını da açıklamıstır. makyavel, ülkelerin kurtuluşunun kuvvete dayanan ulusal devlette olduğuna inanan, ulusal devlet ya da ulus-devlet düşüncesinin ilk temsilcisidir. bu nedenle de ulusal devlet yapısının babası sayılır. yine makyavel ve düşünceleri tüm totaliter yönetimler ve özellikle faşistler tarafindan kullanıldıgı için de, faşizmin de öncülerinden biri kabul edilir. bu felsefeyi temsil eden ana düşünce ise "amaca ulaşmak için her araç yasaldır" fikridir. makyavel'in öne sürdüğü kuram, ardılları tarafindan çok çelişkili biçimlerde yorumlanmış, söylemediği ve yazmadığı birçok şey kendisine maledilmiştir. hatta bu çelişkili yorumlar o kadar ileri gitmiştir ki makyavel kendisinden yüzyıllar sonra yaşayan iki taban tabana zıt italyanın (yani marksist gramsci ve faşist mussolini`nin ) fikirlerinin temellerini etkileyebilmiştir.

    makyavel`in temel düşüncelerini şöyle sıralamak mümkündür:

    1) en önemli ve temel amaç devleti yaşatmak ve gücünü devamlı olarak artırmaktır. bu amacı gerçekleştirmek için kullanılacak her araç yasaldır.
    2)din, ahlak ve hukuk devlete bağlıdır. amacı gerçekleştirmek için gerektiğinde devlet bunları alet olarak kullanmalıdır.
    3)devletten bağımsız ahlak ve hukuk düşünülemez. devletin bitiği yerde, hukuk da ahlak da biter. hukuk ve ahlak devlet için vardır.
    4)devlet bir ulusa dayanıyorsa, yeterli gücü bu kökten alabilir. kilise devletin karşısında ya da üstünde olmamalıdır.
    (27.05.2006 17:34)

prens sabahattin

    "prens" sabahattin II. abdülhamid' in kız kardeşi seniha sultan' ın oğludur. prens sabahattin' in doğduğu ve yetiştiği dönemde jön türkler , abdülhamit' in istibdat rejiminin kendilerine ulaşamayacağı avrupa ülkelerinde toplanarak meşrutiyetin ilanı için kamuoyu oluşturmaya başladılar. sabahattin' in babası damat mahmut paşa özellikle almanya' ya yakınlaşma politikasından dolayı arasının açıldığı abdülhamid' den kaçarak her iki oğluyla birlikte fransa' ya kaçtı. bir kriz döneminde olan jön türkler prens sabahattin' in aktif bir şekilde entelektüel mücadeleye başlamasıyla kendilerine yeni bir lider edindiler. 1902' de bölünmeye yol açan kongreden sonra sabahattin fikirlerini daha rahat yayabileceği kendi örgütünü, teşebbüs-i şahsi ve adem-i merkeziyet cemiyetini kurdu. örgütün yayın organı ise terakki dergisi idi.

    19. yy da devletin kurtarılması ve devamı konularında çalışan diğer aydınlar gibi prens sabahattin de bu soruna ve çözüm yöntemlerine yoğunlaşmıştır. bu fikirler science sociale, teşebbüs-i şahsi, adem-i merkeziyet ve liberalizm başlıklarında toplanabilir.

    le play tarafından kurulan sciene sociale prens sabahattin' in fikir bütünlüğünün temelini oluşturmaktadır. sabahattin' in, sciene sociale' in öğretilerininin tüm sosyo-ekonomik sorunların çözümlerine sahip olduğu inancı tamdı. prens sabahattin toplumları ferdi kabiliyetlerin gelişmesine olanak vermeyen genel hayatın özel hayata hakim olduğu "kamucu yapı" ve kişisel girişimciliğin gelişmesini sağlayan "bireyci yapı" olarak ikiye ayırır. batı medeniyetlerinin karakteristiğinde bu ülkelerin gelişmesini sağlayan bireyci yapı varken doğu ülkelerinde ise bunun zıddı kamucu yapı var. sabahattin bu noktada osmanlıdaki kamucu yapıyı "memur" devleti olunmasına bağlar ve bu anlayışa saldırır. bu her türlü elitin memur olduğu bir ülkede çok derin bir sosyal eleştiridir. sabahattin devletin kurtuluşunun bir an önce ferdiyetçi yapıya geçilmesiyle olacağını söylüyordu. bunun ise eğitim yoluyla yapılarak hem kız hem de erkek çocuklara bu öğretinin verilmesini dile getirir. sabahattin' in burada yaptığı bir hata fransa toplumunun problemlerine yönelik sosyolojik bir kavramı siyasallaştırması ve kendi farklı toplumuna uygulamak istemesidir.

    prens sabahattin' in osmanlıda bir burjuvazi yaratmak çabası içinde olduğu görülmektedir.sabahattin, artık durağan bir yapı yerine harekete geçen ve tuttuğunu koparanların olacağı, maddi kalkınma temellerin önem kazandığı bir dönemin başladığını belirtiyordu. bu nedenle şahsi teşebbüse önem veriyordu. bu yönde öncelikle yapılması gereken fikirlerin hayata geçirilmesi bu ise okulların ve eğitimin baş rolü oynayacağını bir ortam hazırlanıyor ve bir an önce harekete geçilmesini öneriyordu.

    prens sabahattin' in adem-i merkeziyet prensibi üzerinde çok fazla tartışılmıştır. 1902' deki i. jön türk kongresinde başlayan çatışma ittihat terakki' nin bölünmüşlüğünü oluşturacaktı. sabahattin' e göre imparatorluk dahilinde milliyetçilik akımlarını önlemenin yolu adem-i merkeziyetçiliktir. ferdiyetçi yapıya geçişte teşebbüsçülüğü engellemeyecek model adem-i merkeziyettir. prens adem-i merkeziyetten bahsederken geniş bir alana yayılan osmanlının her köşesinde farklılıklar olduğunu, buraların merkezdeki memurlar tarafından değil bölgenin kendi içinden yönetilmesini savunuyordu. bunun siyasi bir adem-i merkeziyet değil idari bir ademi merkeziyet olduğunu söylüyordu.

    prens sabahattin türk liberalizminin öncülerinden biri olarak tanıtılsa da o kendini liberal olarak tanımlamıyordu. liberalizmin ve sabahattin' e atfedilen liberalizmin felsefi ve tarihi bir örtüşmeden uzaktı. yine de abdülhamit rejiminin baskısı karşısındaki tavrı, serbest girişime desteği ve yerelin yerelden yönetimi tarafından koyduğu tavır prens sabahattin' i bir çeşit liberal sıfatına koyabilmemizi sağlıyor.

    not: "jön türkler' in siyasi düşünceleri" adlı makalemden alıntıdır.
    (27.05.2006 17:19)

hermann hesse

    hermann hesse, 1877' de almanya' nın calw kasabası' nda doğdu. ilk şiirini yirmi beş yaşında yazdı. bunu peter camenzind, çarklar arasında, gertrud, rosshalde, demian ve diğer romanları izledi. birinci dünya savaşı'nda alman militarizmini protesto etmek için isviçre' ye yerleşen, ikinci dünya savaşı' nda hem nazilerin hem de antifaşistlerin ağır eleştirilerine maruz kalan hesse, bu ortamın, ayrıca sorunlu aile yaşamının ve savaş esirlerine yardım konusundaki yoğun çalışmasının sonucu ağır bir bunalım geçirdi. jung'un öğrencisi lang ona psikanaliz tedavisi uyguladı. lang ile dostluğu hesse' nin ruhbilime ve jung'a duyduğu ilgiyi körükleyerek şiirsel iç dünyasını zenginleştirdi. insancıllığı, barışseverliği ve insan yaşamını irdeleyen felsefesi, bozkırkurdu, narziss ve goldmund ve siddhartha adlı romanlarında özellikle belirgindir. boncuk oyunu adlı romanından sonra 1946' da nobel edebiyat ödülü de alan hesse' nin doğu edebiyatına ve mistisizmine düşkünlüğü, ayrıca bireysel bunalımlara çözümü doğu felsefesinde arayışı, 1960 yıllarında canlanan budizm ve zen budizmi akımlarının da yardımıyla özellikle amerikan hippi gençliği arasında en çok okunan yazarlar arasına girmesine neden oldu. hermann hesse, 1962 yılında isviçre' nin montagnola kasabası' nda öldü.

    tüm eserleri:

    peter camenzind
    gertrud
    rosshalde
    knulp
    demian
    siddhartha
    bozkır kurdu (der steppenwolf)
    narkis ve goldmund (narziss und goldmund)
    boncuk oyunu (das glasperlenspiel)
    gençlik bunalımları
    harika çocuk
    inanç da sevgi de aklın yolunu izlemez
    sevgi uzerine
    küçük dünyalar
    klingsor's last summer
    (26.05.2006 15:59)

albert camus

    1934' te fransız komunist partisi' ne katılmış fakat daha sonra troçkistlik ile suçlanarak ihraç edilmiştir.

    eserleri:

    amerika günlükleri
    başkaldıran insan
    büyüyen taş
    caligula
    denemeler
    düğün ve bir alman dosta mektuplar
    düşüş
    ecinniler
    ilk adam
    mutlu ölüm
    sıkıyönetim
    sisifos söyleni
    sürgün ve krallık
    tersi ve yüzü
    veba
    yabancı
    yolculuk günlükleri
    (26.05.2006 15:48)

cradle of filth

    bundan 5-6 sene önce bir çok teenage mutant ninja metalcinin t shirtlerini giymeye bayıldığı, metal müziğe yapılmış en büyük hakaretlerden biri olan gruptur. dani filth ve elizabeth bathory'nin yamuk versiyonu hatununa uçan tekme atma isteği oluşturan bu ne idüğü belirsiz grubun körpe beyinleri, kalitesiz müzikle kirlettiğini düşündürtmüştür.
    (26.05.2006 04:05)

sayfa: 1-2-3-4-5...-7

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.